Sevgili Dost!
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba ‘insan’ denince hatırlanıyor muyuz?
Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka
insan iyiyi öğrendigi tavırla kötüyü öğrenir.eger kötülerin dünyasına inanıyorsak kuşkuyla,korkuyla ve sürekli olarak aradıgı kötülügün karşısına çıkacağı inancıyla hareket eder. diger taraftan eğer iyilerin dünyasına inanırsak kendisine güvenen,umutlu. çevresindekilerine güveni olan ama kolayca incinebilen biri olarak kalırız.dünyada yanlızca kötülügü ayırt edip onun gölgesinde yaşamak sevgi , hoşgörü.ve iyi niyet adına engel koymak olur.çogu zaman bu sözü söyler yada işitiriz”nede olsa yanlızca insanız”bunu söleriz çünkü mükemmelliğin çoğumuzun çok uzagında kaldıgı bir zamanda olduğunu biliriz.selam ve dua ile….