Her evde sözünü dinleten; kendisini takip eden aile bireylerinin, uğruna birbirleriyle konuşmayı dahi bıraktığı bir “büyükbaba” vardır: Televizyon.Evin başköşesinde duran, önünden geçilmesine bile tahammül edilemeyen bu cihaz aile içi iletişimin en büyük düşmanlarından birisidir.Akşam eve gelen erkek izlediği futbol maçından sonra gol pozisyonlarının saatlerce tartışıldığı yorum programlarını seyreder; kadın da gündüz kadın programları, gece dizilerle vakit geçirir duruma gelirse ailede kopukluk başlar ve problemler baş gösterir.Televizyon aile içi iletişimi baltaladığı gibi bireysel olarak da insan pek bir şey katmaz.
Televizyon izleyen kişi, her şey önüne hazır sunulduğu için yorum veya analiz yapma ihtiyacı hissetmez; televizyon zihinsel tembelliğe yol açar.Oysa beyin haritası çıkarıldığında da açık şekilde görülür ki, insanda beyni en çok geliştiren şey düşünmek ve yorum veya analiz yapmaktır.Örneğin bir kişi kalemi eline aldığında kalemin gramer ve linguistik özellikleri sol beyinde, anlam kısmı yani yazıyla ilgili bir nesne olduğu bilgisi sağ beyinde işlenir; kalemle ilgili duygular limbik sistem dediğimiz beynin derin kısmında kaydedilir.Kalem hakkında bir yorum yaparken duygular ekleneceği, analiz edileceği, farklı bakış açıları geliştirileceği için beynin her bölgesi çalışır.Yorum yapmayan kişide ise beynin sadece sol kısmı aktiftir.
Bir televizyon izleyicisinde de durum aynıdır.İzleyici bunun önüne geçebilmek için izlediği programdan sonra edindiği bilgilerle zihinsel geviş getirme yapmalıdır.Uuzun süre televizyon izlmek küçük çocuklar için zararlıdır. Televizyonu ucuz bakıcı gibi gören anne çocuğunu sabahtan akşama kadar televizyonun başında bırakırsa, çocuk sürekli dinlediği için konuşmaya ihtiyaç duymaz, beyninde konuşmayla ilgili alanlar gelişmez.Çcuk psikiyatrisinde “klip sendromu” olarak adlandırılan bu durum sonucu 4 yaşına gelmiş bir çocuk henüz konuşmaya başlamamış olabilir.
Kimi aileler ise özellikle çocuklarını zararlı etkilerinden korumak, bağımlı hale gelmelerini engellemek için televizyonu evden tamamen çıkarmak yoluna giderler.Ancak böyle bir uygulamanın da sakıncaları vardır.Evde televizyon izleyemeyen çocuklar komşularında, arkadaşlarında televizyonla karşılaştığında kontrolsüz şekilde izlemeye başlarlar; kontrollü kişilik duygusu geliştiremez hale gelirler.
Genç arkadaşım televizyon bağımlılığı tehlikesinden kurtulmak istiyorsan seçici izleyici olmalısın.Uygulaması zor da olsa seçici izleyiciliğin sana sadece zaman kazandırmakla kalmadığını, aile içi iletişimden kültürel birikime, aktivitelere kadar pek çok alanda fayda da sağladığını kısa sürede göreceksin.
Kaynak: Var mı Beni Anlamak İsteyen (sahife: 70-71) – Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Şu anda okuduğum; Var mı Beni Anlamak İsteyen‘den bazı bölümleri paylaşmayı düşünüyorum, bu yazı ilkti, nasip olursa bi kaç kısım daha yazarım inşaallah, nette olmadığı için yazmak bana düştü , biraz zormuş ama olsun :). Faydalı olması temennisiyle.
Link: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=463457
İç sayfaları: http://www.kitapyurdu.com/icsayfalar.asp?id=463457&sayfa=463457-1.gif
-
Bu konuyla bağlantılı diğer 2 yazı:
- Bilgisayar ve İnternet Bağımlılığı (Nevzat Tarhan)
- Zaman : En Değerli Sermayemiz (Nevzat Tarhan)
iyi ki bu yazıyı okudum benim için çok faydalı oldu.
yazilarinizi okudum cok begendim zamani iyi degerlendirecegim artik selam herkeze yunanistandan
Allah Razı olsun kardeşimden…
Bazen eski çağlarda yaşamanın daha kolay ve güzel olduğuna inanasım geliyor…Her şeyin daha sade , daha yalın, daha kolay ve insan aklının, fikrinin, duygularının daha derli toplu,olduğunu düşündüğüm o çağlarda…teknolojinin bu kadar gelişmediği o çağlarda belki de insanlar kendileri için, ruhları için asıl gerekli olan bilgilere daha kolayca ulaşabiliyorlardı…hatta bunu kendiliklerinden düşünerek, yoğunlaşarak bulma yetisine de sahiptiler…şimdi belki de bu yetiler köreldi…yoğunlaşamıyoruz hiç bir şeye…zamansızlıktan yakınıyoruz, ama aslında zamanı kullanmayı bilemediğimiz için…Şimdi faydasız bilgilerle dolu akıllarımız var …şimdi çoluk çocuk hepimiz darmadağınığız işte …bölük pörçük duygularımız düşünceleremiz, toparlayabilirsen toparla:(…
teknolojiye düşman olasım geliyor bazen…ama aslında teknolojiye haksızlık ettiğimi bile bile…
*ben 30 yaşındayım benim çocıkluğum körebe şsaklambaç top misket bisiklet ucurtma ve çamur oynayarak geçti güzel bi oyuncağımın olduğunu hatırlamıyorum şimdi kızım 10 yaşında sabah oturuyo televizyonun karşısına gece yatıyo dışarı çıkaramıyorum bakkala bile zor gönderiyorun çünkü kimseye güvenemiyorum televizyon seyretmesinide istemiyorum okul açılsda biraz rahat etsem