Peygamberim Efendim!

Peygamberim Efendim!

Hilmin, silmin ve ilmin hakkı için müsaade buyur arz-ı hâlime
Bak şu inkisar yaşlarıma.. bak da yetiş şefaatinle melâlime!..

DAVET MEKTUBU

1.
Güneşler kan ağlar her günbatımı göklere
Rüzgârlar eser durur ardınsıra bin pâre..
Asırlar var ki ruhlar, kavruldu hasretinle
Nice ümrânlar doğdu, kutlu beşâretinle..
Bayram yerine döndü, vilâdetinle kâinât;
Ummana erdi ilim, ehlini buldu san’ât..
Yıldız oldu kandiller, yandı sohbet halkanda
Irmaklaştı yağmurlar, kandı rahmet mecranda…

Doğuşunu haykıran gür bir muştu olsaydım,
Parmağından fışkıran bir içim su olsaydım…
2.
Topraklar çatlamış; hep sana meftun Efendim
Yapraklar sararmış; aşkınla yorgun Efendim
Görenleri imana getirir nurlu yüzün;
O yüzün hürmetine var oldu cihan bütün.
Dağları eritirsin, gamzeli bakışınla
Çölleri ağlatırsın, birazcık akışınla..
Gül kokusu, Nebi’nin ter kokusudur derler;
Güle dönerdi zakkum, içseydi bir damla ter.

Gözlerinden süzülen bir banım yaş olsaydım,
Avucunda zikreden bir kırık taş olsaydım…
3.
Hep aşkınla dolaşsam çöllerde yana yana;
Bir tadımlık gözyaşın yeterdi inan bana.
İmanlaşsa her sözün, kaplasa dimağımı;
Avlardım melekleri, gererek kalb ağımı.
Yaslasam dizlerine başımı ömür boyu;
Zifafa erer gönlüm.. n’idem düğünü toyu!
Yunus’u diyar diyar gezdiren değil misin!?
Mevlana’yı dîvâne eden sen değil misin!?

Uğrunda yüzülen bir Nesîmî ten olsaydım,
Dişlerini döken bir Veysel de ben olsaydım…

4.
Göz görmeyince gönül katlanırmış.. halbuki;
Şu kalbin gözünden hiç eksik olmuyorsun ki!
Gecemde gündüzümde, içimde dışımda sen;
Nerde olsam yanımda.. sen O musun sahiden?!
Ruhunla dirilseydim ve ölseydim o ân;
Biterdi onca hirkat, dinerdi âh ü efgân..
Gam yemezdim; bir defa sarılsaydım boynuna
Üşümezdim bir daha; sığınsaydım koynuna…

Sevr’de seni bekleyen garip yılan olsaydım,
Yolunda akıtılan bir süzüm kan olsaydım…
5.
Âh devrinde gelseydim; artığını yeseydim,
Yeter ki sen emret ya Rasûlallah! deseydim.
Uhud’un destanı bir Mus’âb, bir Hamza gibi,
Yermuk’te Ebu Akîl, Mu’te’de Zeyd misali;
Şehadet meydanında lime lime olsaydım,
Kanlar içinde kellem, huzûruna dalsaydım…
Al! Bir bu can kalmıştı; o da sana kurbandır!
Ne ana, ne yar kaldı; derde derman vefandır!

Cennetle müjdelenmiş bir kesik baş olsaydım,
Selamınla serfirâz ol kara taş olsaydım…
6.
Nice geceler var ki, şâhidim olsun Allah
Yakarıyorum hep dua dua: -Ya Rasûlallah!
Bir bakışına müştak yaşadım bunca yıldır
‘Ya sen geleceksin, ya da ben..’ demiştin bıldır;
İntizar azap oldu, hep dayandım zor bela
Mektub mektub yalvardım, ‘gel, gel!’ çığlıklarımla..
Bulanlar buldu; bense izbelerde.. revâ mı?
Taş-toprak bile gördü; körlük bana sezâ mı?

N’olurdu, bir kez olsun görseydim cemâlini,
N’olurdu, bir kerecik öpseydim pâk elini…
7.
Gül bahçeleri bîtab, bahçevânı bekliyor
Bıçak altında bülbül, hep o ânı bekliyor;
Gel artık! Zaman senin, mekan da senin oldu
Gel otur minberine; ümmet Kâbe’ye doldu..
Gülderen değil misin; senindir tüm çiçekler
Ha bağlarda bitmiş, ha dağlarda.. ne farkeder!
Değil mi ki mühür senin elinde Sultanım
Bir bakışın kâfîdir; verilir af fermanım..

Çobanlara mürşitlik eden bir kurt olsaydım,
Vücudun gölgeleyen ak bir bulut olsaydım…

8.
İmkân-vücûb tahtını kavrayamaz hiç bir dîl;
Hatta eteklerinde Arş’ı bulan Cebrâîl…
Firâkınla inler, ol hurma kütüğü bile;
Bu nasıl gönüldür ki çatlamadı, nâfile!
Haramdır tüm uykular, sana sevdalılara;
Dursa dilleri, susmaz gönülleri ebeda.
Kara perdeler iner, seni görmeyen göze
Kader bir çizgi çeker, senden olmayan söze.

Dilinde elmaslaşan bir kelime olsaydım,
Vefatınla acından giden deve olsaydım…
9.
Hastayım biliyorsun, halimi sormaz mısın?
Sürçmüşüm çamurlara, yaramı sarmaz mısın?
Gece yastıklar emer, zonk zonk ağrılarımı;
Soruver yatağıma, şu özlem sancılarımı..
Beklerim billahi son nefeste gelsen bile;
Seni bulan mücrimin başka cânân neyine!
Okşamadığın başlar gülmez, gülmez Efendim
Sensiz, bu yaşlar dinmez; inan, dinmez Efendim.

Ağzına aldığın bir parça hurma olsaydım,
Sinenden yükselen bir yanık dua olsaydım…
10.
Şefaat Sultanlığı lütfudur sana Hakk’ın;
Kapanmaz mahşere dek dilencilere kapın.
Yere iner semalar sana yüz sürmek için;
Bütün şefaatine bağlanmıştır ins ü cin..
Herkes kendi işinde, sen onların işinde;
Ümmet cennet peşinde, sen ümmetin peşinde…
Seni hakkıyla takdir edemedik ey Sultan!
Hep mahzun yaşadın ve mahzun göçtün dünyadan.

N’olurdu, bir lahza olsun duysaydım sesini,
N’olurdu, bir nefha koklasaydım nefesini…
11.
Ne seyyidim, ne şerîf.. ardında bir köpeğim;
-Bari- bir manevî evlatlık nasib olur mu Efendim?
Kim bilir, rıhlet vakti gelir, ben de gülerim;
Hep böyle sürünecek değilim ya Efendim!.
Bir dem gelir, kırılır gider günah kelepçem;
Yüzüm olur huzûra, kabul görür dilekçem:
N’olurdu, eşiğinde perdedârın olsaydım,
Kapında can veren son türbedârın olsaydım..

Kademine tutunmuş kapı kulun olsaydım,
Yeşil kubbe’ne hâdim, sâdık mecnun olsaydım…

12.
Sanadır ızdırabı şu ağlayan şiirin;
Ölüme biat ettim, bir tatlı bûsen için,
Yıllar var ki bir bunun için ağladım durdum,
Yanık koksun diye de kalbim, dağladım durdum.
Bir sitem tebessümü olsun çok mudur bana?!
Cennet lutfediyor Rabb, bir zerrecik imana.
Cevab bekler bu şiir.. ya ‘hasret’ ya da ‘vuslat’;
Sen Biricik Efendim; ister sev, ister ağlat…

Şiirini övdüğün âşık Nâbi olsaydım,
Elini öptürdüğün ol Rufâi olsaydım…
13.
Kimi sevdimse olmadı hakkıyla hayırhâh!
Bir sen varsın vefalı, bir de Hazreti Allâh..
Şafaklar söker seni görmek için her sabah,
Açıver nikâbını artık ya Rasûlallah!..
N’olur ya Rasûlallah, n’olur ya Rasûlallah!
Bu gece olsun teşrif buyur ya Rasûlallah!..

(sallallahü aleyhi vessellem)

Musa HUB

3 Replies to “Peygamberim Efendim!

  1. selmn aleykm peygamber sevdalısı kardeşm.Ne kadar güzel dile getrmişsn Peygamber sevgini,yüreğinn yanklığını gözyaşları içnde okudm.Yüreğine sağlık.Biraz Nurullah Genc in naatını anımsttı bana ama ondan farklı tabii çok güzeldi,GÜZELLR GÜZELİN(sav)den bahsedildiği içinde zaten güzel olacak.Ellerine sağlık….

  2. rabbim sen bizi peygamber efendimiz(s.a.v)yakısır bi ümmet olarak yasamayı nasib et

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir