Sepet (Sezai Karakoç)

Elimde ilk defa Sezai Karakoç’un bir kitabı var.Ama ne kitap; 9 kitabın (şiir) bir kitapta cem edilmiş hali, lafı fazla uzatmadan rastgele bir sayfa açıyoruz ve sözü şaire bırakıyoruz:

Bir vakitler niçin
Böyle büyük tutulmuş ölçüleri
Çocuklar bile biliyor
Cezayir’in ekmek sepetleri
Filistin’in ekmek sepetleri

Anne ne koysun içine
Ekmek mi çocuk mu
Düşmanın ilk baktığı
Ekmek sepetleri

Dolmayı bekleyen
Ekmek sepetleri
Ve boşalmayı
Ekmek sepetleri

Her eşya gitse
Kalacak tek eşya
İnsana en aykırı
Cezayir’de ekmek sepetleri
Filistin’de ekmek sepetleri

(1970)

2 Replies to “Sepet (Sezai Karakoç)

  1. Hüzün gülleri !

    gül basılı bağırlar
    acep neden sancılı ?

    yüreklerdeki umutlar
    acep neden alındı?

    mevlaya inandılar
    acep bundan mı suçları?

    imanlı yüreklerine
    acep neden çengel takıldı?

    çocukların umutları
    acep neden çalındı?

    annelerin karınları
    acep neden yarıldı?

    gariptiler onlar
    acep neden bırakılmadı ?

    zulmün pençesine
    acep kimler takıldı?
    kimler istedi bunu?
    kim için ne için ?
    neden bitmez bu zulm
    nereye kadar?
    ne zaman bitecek bu sancılı yaşlar?
    hangi vakit huzur kavuşacak ONLARA.

  2. Gazze’den bize ne kaldı, ya Aişe? [1]

    Gazze`de saklı düşler kaldı…iptal edilmiş düşler

    yok ettiler kardeşlerimizi yaktılar ve de yıktılar…kuşattılar birbir dillerdeki “LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUR RESULULLAH” lafzını.
    kapatmaya çalıştılar islamâ giriş kapısını…

    iman ateşlerini söndürmeye çalışan zalimlerin ateşi hiç söndürülmeyecek ebediyyen yaşayacak “BAKİ OLASIN ZALİMLER İÇİN EY CEHENNEM”

    nokta nokta kavrulacaklar yürekleri kavuranlar…onlar kendileirni galip sanacaklar malubiyetin içine gire gire

    bu dünyada galip olan zalim
    öte dünyada malup olacaktır ELHAMDÜLİLLAH.

    ———————————————————

    Allah’ın “muhakkak” diye vurguladığı haberiyle, hiç kuşkuya yer kalmaksızın bilmemizi istediği üzere, “Hâlâ ara[m]ızda olan Allah Rasûlü” [Hucurat, 7], yüzünde o sonsuz tebessümüyle soracaktı:

    -Ya Aişe, bize Gazze’den ne kaldı?”

    -Yâ Rasulallah, gördüğünüz gibi, sadece şu hayatta kalanlar…

    Efendimiz (sav) şöyle diyecekti:

    -Hayır, ya Aişe, hayatta kalanlar değil, hayatından olanlar bize kaldı.”

    Ne mutlu O’na kalanlara.. Ne mutlu, O’nun adına şimdiki canını verip ebedî can alanlara..

    Ne mutlu canını imanına şahit kılıp, imana can katan şehitlere…

    O’na (sav) kalmaya değer kurban oluncaya kadar hayatta kalmak duasıyla…[2]

    dipnot: [1]-[2] Senai DEMİRCİ.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir